SÜRÜTME YAPMAK...
Tütünlü, Ardanuçun ilk ilçe merkezi.
1946-47 yılları.
O yıllarda babam Tütünlüde, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Gezici Başöğretmen olarak görev yapıyor.
5-6 yaşlarımdayım. Ama herşeyle ilgileniyorum. Herşeyi gözlüyorum, öğrenmeye çalışıyorum ve bir köşesinden tutmaya, yakalamaya çalışıyorum.
Dedem Kamil Hafız, Tütünlünün hocası.
Köydeki işlere fiilen çok karışmasa da, her şeyi dikkatle izliyor. Gerektiğinde de dayılarımı uyarıyor, doğrusunu gösteriyor.
Dayılarımın, evin altında marangoz atölyesi olarak kullandıkları odadaki araç gereçlerin her birinden birer tane de kendine ayırmış.
Hepsi bakımlı, bilenmiş, tertemiz bir durumda atölyenin özel bir yerinde muhafaza ediliyor. Dayımlar onları hiç kullanmıyor.
Dedemin müdahalesinin gerektiği durumlarda, hangi alet gerekiyorsa onu getiriyorlar, oda şöyle hertarafından iyice inceledikten sonra yavaş yavaş ve sakince hangi müdahaleyi yapmak gerekiyorsa onu yapıyor.
Biz izleyenlerin iyice öğrenmesini sağlamak için bir yandan yapılacak işi uyguluyor, bir yandanda anlatıyor.
Dayılarım marangoz ama, bir çok şeyi hala anlatıyor, öğretmeye geliştirmeye çalışıyor.
O yıllarda köylerde taşıma işleri kızaklarla yapılıyordu.
Yaylalara eşyalar, tarlalardan buğdaylar, yaylalardan otlar, ormanda hazırlanan odun onlarla taşınıyordu. Ahpunlar büyük zarların içinde tarlalara kızaklarla taşınıyordu..
Yollar uygunsuz olduğu için kızakların sürütmeleri sık sık aşınıyor ve yenilerini yapmak gerekiyordu.
Sürütmenin ömrünün uzun olmasının şartlarından biri de, göğsünün uygun bir şekilde yapılmış olmasıydı.
Çünkü, girintili çıkıntılı, taşlı çakıllı yollarda bu uygunsuz koşulları ilk karşılıyan bölge sürürtmenim göğüs bölgesiydi. Bu bölge ne kadar iyi ve güzel yapılmışsa sürütmenin ömrüde o kadar uzun olabiliyordu.
Dayılarımın ikisi de bu işi çok iyi yapabiliyor olsa da, yeni sürütme yapılacağı zaman dedem, göğüs bölgesini mutlaka kendisinin yapmasını isterdi.
Bir ağacın altına oturur, pırıl pırıl bakımlı keserini ister, önüne getirdikleri sürütmeyi iyice inceledikten sonra, yavaşça ve evire çevire, bir o tarafından, bir bu tarafından, azar azar yontarak, arada bir de sıgarasından bir nefes çekerek, saatler sonra, sanat eseri görünümündeki sürütmeyi bitirmiş olurdu.
Ve tüm bu olan biteni, bir öğretmen edasıyla ve bir tören tadında yapardı.
Biz izleyicileri, biraz sıkılsak ta, hayranlıkla izlerdik.
İş bittikten sonra dayılarıma, '' Keseri bileyin, temizleyin ve yerine koyun '' talimatını vermeyi de asla ihmal etmezdi.
Dedemin ilginç şeylerinden biri de, neredeyse bir ritüele dönüştürdüğü, tütün hazırlama, nemini giderme, kıyma, sarma ve içme işleriydi.
Uygun bir zamanda da onu anlatmak isterim.
Noyan Ünsal
3.11.2018/ DEVREK
Etiket : SÜRÜTME, YAPMAK ,