KÖYDE SABAH OLUYOR...
Erken kalkılırdı sabahları, erken yatıldığı gibi.
İş bitmez ki köylerde. Hele yazın. Tarla ,çayır, bağ, bahçe, ekme, biçme ve daha birçok şey.
Kış işleri yazdan daha az değil aslında. Hayvanlarınız var ve onlar kış boyunca ahırlardadır.
Bakılacak, beslenecek, temizlikleri yapılacak, varsa sağılacak.
Tarım dışı gelirlerin, neredeyse hiç olmadığı o yıllarda, hayvanların gücünden yararlanmak, süt ve süt ürünlerinin varlığı ve desteği, yaşıyabilmenin, hayatı sürdürebilmenin temel varlıklarından. Çoğu yerde hala öyle.
Fukaralığın sürdüğü o mutlu yıllarda hayvanlar, neredeyse, insana yakın bir yerlerde yer alırdı değerce.
Hayvanlarıyla sahipleri arasındaki bağ sadece yararlarından dolayı değildi elbette. Duygusal bağlar da oluşurdu zamanla. Karşılıklı olurdu üstelik.
Her iki tarafta arkadaş bellerdi birbirini. Neredeyse aileden biri gibi.
Köyde başlıyacak yeni günün heyecanıyla çekilen deliksiz uyku, dedemin okuduğu sabah ezanıyla bitiyor. Hava tam olarak aydınlanmamış, daha erken ama, yeniden uyunmuyor.
Ev işlerinin toparlanması, kahvaltı, derken zaman ilerliyor.
Pencereden bakıyorum, kar hala yağmaya devam ediyor. Epeyce yığmış üstelik.
Karşıda, Fahri dayıların çatısından, bedevrelerin ucundan buzlar sarkıyor.
Dışarıdaki hayat daha da zorlaşmış ama, seviniyorum ve mutlu oluyorum.
Can yoldaşımız mallara bakmak, onlarla ilgilenmek gerek.
Dayılarımla ahıra iniyoruz. Suya götüreceğiz.
Kirkallarını çözüyoruz. Ahırdan her çıkan, doğru, az yukarıdaki kürünün yolunu tutuyor. Zaten onlar ne yapılacağını biliyor. Hergün gidip geldikleri yol biraz daha karla dolmuş ama aldırmıyorlar. Düveler ve tosunlar yağan karda hoplayıl zıplamaya çalışsalar da, karın çokluğu nedeniyle fazla başarılı olamıyorlar ve vaz geçiyorlar.
Temiz havada, kürüne dökülen suyun sesini dinliyerek susuzluklarını gideriyorlar.
Bu boşluk sırasında dayımlar hızla ahırı temizliyor. Ortada toplanan gübreyi kürekleriyle itip, kömzekten dışarı, ahpunluğa atıyorlar.
Suyunu içen, yavaş hareketlerle ahıra dönüyor. Yerlerini biliyorlar ve doğru oraya gidiyorlar. Kirkallarını bağlıyoruz her gelenin.
Biraz haşarıları, hem diğerlerine sataşıyor hem de kendi yerine gitmiyor çoğu kez. Bilmediklerinden değil. Kim bilir belki de isyan ediyorlar bize, bağlıyoruz diye. Ya da muzırlık olsun diye yapıyorlar bunu. Bazısı vaz geçecek bu huylarında yaşlandıkça. Tıpkı biz insanlar gibi.
Sıra danalarda. Danadamın kapısını açınca analarına doğru gitmeye çalışsalar da , izin vermiyoruz.
Karda oynamaya bayılıyorlar. Hoplayıp zıplamaya çalışıyorlar ama, kürüne doğru giderken, doğru düzgün görünmüyorlar bile karın çokluğundan.
Belli ki yağan kar, herkesi heyecanlandırıyor, mutlu ediyor.
Noyan Ünsal
01.02.2019 / Devrek
Etiket : KÖYDE, SABAH, OLUYOR,