GÖÇ HİKAYELERİ..3
Kaçakaçlık, Seferberlik, Muhacirlik
Ruslar, Melo'ya hudut kabul edilen yere nöbetçiler koymuşlar ve bir taraftan diğer tarafa geçişleri yasaklamışlardı.
Ama gerek yerli halkın, gerekse muhaceret halindeki insanların geride kalan köyleri ile olan ilişkileri kah açık, kah gizli devam ediyor, gidip gelmeler devam ettiriliyordu.
Geçişler vesikaya bağlanmıştı. İşi olanların çok azına müsaade ediliyordu. Göç edenlerin geçişlerine ise asla müsaade edilmiyordu.
Bu konu ile ilgili olarak Tütünlüden merhum kayınpederim Kamil Hafız'ın anlattığı bir olay pek komik ve enteresandır.
Olay, bir Rus askeri ile bir yerli arasında cereyan ediyor.
Birebir hatırlıyamadığım için olayın komik tarafı fire vermekte ise de, gene de enteresanlığını muhafaza etmektedir.
Mealen şöyle;
Mustafa isminde biri, geçiş vesikasını Rus nöbetçisine göstererek hududu geçiyor.
Mustafa'nın geride hududu geçmeyi bekliyen ve fakat vesikaları bulunmayan arkadaşları vardır. Mustafa bir çocuğun eline birkaç kuruş sıkıştırarak vesikayı karşı tarafa gönderiyor.
Geçmeyi bekliyenlerden biri bu vesikayı alıyor ve nöbetçiye göstererek hududu geçiyor.
Vesika tekrar aynı şekilde karşıya gönderiliyor, bir üçüncü, dördüncü derken on, onbeş kişi aynı vesika ile geçmiş oluyor.
Sıra daha sonrakine gelince nöbetçi durumdan şüpheleniyor ve bir elindeki vesikaya, bir de adamın yüzüne bakarak;
-Senin adın ne? diye soruyor,
Bizimki,
-Mustafa, diyor.
Nöbetçi,
-Yahu bu memlekette ammada çok Mustafa varmış, hadi sen de geç diyor.
Rus askerin söyledikleri Rusça olarak güzel bir tekerleme halindedir. Ama ne yazık ki ben bunu kırkbeş sene önce not etme ferasetini maalesef gösteremedim.
Bu konu Ruslar tarafından bilahare daha sıkı tedbirlerle kontrol altına alınıyor ve geçişler zorlaştırılıyor.
Bütün bunlara rağmen geçişler durmuyor, zorluklara rağmen gizli yerlerden devam ediyor.
Bu göç dolayısıyla Çoruh vadisi baştan başa muhacir kafileleri ile dolmuş, Bayburt istikametinde adeta bir insan seli halinde akar olmuştur.
Bu zor yollar bir türlü bitmiyor, nice güçlüleri güçsüz hale getiriyor, çocuklar, yaşlılar, hastalar, yollarda hastalananlar, hamile anne adayları artık yürüyemez hale geliyorlardı.
Bu itibarla, konaklanan yerlerde üç beş gün, gerekirse daha uzun süre konaklama mecburiyeti hasıl oluyordu.
4.1.1991
Osman Ünsal
Sürecek.....
Etiket : HİKAYELERİ, Kaçakaçlık, Seferberlik, Muhacirlik,