KUTUL : Okyanuslar kadar engin ve derin Karanlıkmeşe Ormanları ile üçbin rakımları aşan Yalnızçam Dağlarının (2400-2500) 1er üzerinde anlaştıkları, dostça kucaklaştıkları ve birlikte yaşamaya karar verdikleri eşine ender raslanan tabiat harikası bir yaz Turizm merkezinin seçkin adıdır Kutul. Üçbinlerin göklerinde kristalleşen oksijen hazineleri, "Yalnızçam" ın asalet timsali nadide "Sarıçam" laboratuvarlarında inbiklenerek nefes nefes dolar içinize Kutul'da. Küçük otel ve basit yaz restoranlarıyla Kutul yaz mevsiminin çok gözde bir dinlenme yeridir. Kutul'a her çıkışınızda kendinizde bir rahatlık, içinizde bir ferahlık, düşüncelerimizde bir berraklık hisseder, bir başka dünyada gibi zannedersiniz kendinizi. İçinizden taşan coşku dolu duygularınızla koşmak, bağırmak, hatta çılgınlıklar yapmak istersenizde buna kurallarınız izin vermez. İştahları hep açık, mideleri daima aç tutan Yalnızçam'ın tertemiz havası ve buz gibi soğuk sularına, buraya özgü et yemeklerinin lezzet ve nefasetine, ızgaralanan etlerin ta., uzaklardan dahi hissedilen gıcıklayıcı kokularına bir başka yerde rastlamanız pek mümkün olmaz. Sapanca'nın Mahmudiye köyünde Baha'larda tanıdığım çok sayın bir Borçka'lı hemşerimiz "Kutul ve Bilbilan'da Döner Çatalla değil kaşıkla yenir" demekle bu gerçeği en veciz bir şekilde dile getirmişti. Bütün bunlar bir araya gelince artık siz kendinizi daima aç hisseder, yemek işleri ile başa çıkamaz olursunuz. Yaz ayları boyunca yoğun bir müşteri trafiğine maruz kalan Kutul, kendisine merhaba diyenlerin gönüllerinde taht kurar.
Kutul'u bir defa tadanlar artık onun müptelası olur bir daha defterlerinden silemezler. Ve Kutul artık sizin olmuştur ve bundan sonrada hep sizde kalacaktır. Kutul Karanlık Meşe ormanlarının son durağıdır. Kutul'da iken bir ayağınız Karanlıkmeşe Ormanlarının en üst kenarında, öteki ayağınız ise ağaçsızlığın başladığı yüksek dağların çıplaklığında. Canınız nereye çekiyorsa işte oranın ilk adımındasınız. Kutul'da ana yoldan ayrılarak kuzey doğunun dik yamaçlarını tırmanırsanız Kürdevan'ın iyice dip- lerindeki bazı köylerin yaylalarına, öküz yataklarına ulaşırsınız. Kutul'un tam doğusunda çok daha dik yokuşların zirvesinde Bilbilan yaylası'nın en yüksek sırt noktasını bulursunuz. Batı ve kuzey batıda geniş alanları kaplayan ve ta... aşağılardaki vadilere kadar inen Karanlıkmeşe- Karagözoğlu ormanlarının bir bütün teşkil ettikleri müthiş bir huzur diyarı kucak açar size. Güneyine gelince hafif bir meyille başlayan ve iki- üç virajla çıkılan küçük bir yayla yeri ile burada kurulu birkaç yayla evi ve bir o kadar karaçadırın kurulduğu Bilbilan ve Karagözoğlu yaylacılığının ilk örnekleri ile karşılaşırsınız. Virajların bittiği ve küçük sırta varılan yerden başlayarak Yalnızçam geçidine kadar uzanan "İnce harhan" yolunun yarı belden ikiye böldüğü büyük Karagözoğlu yamaçları bölge hayvancılığı bakımından çok önemli bir yayla cennetidir. Geniş çayırları ile kuru ot bakımından önemli bir potansiyel teşkil etmenin ötesinde yazları yayla hayvancılığını ve çok zengin bitki çeşitlerini sinesinde toplamış olması bakımından da önemli bir otlakiye özelliğine sahip bulunmaktadır Karagözoğlu.
Kutul hakkında pek çok anı olmakla birlikte bunlardan ikisi, yöre ve konumuzla olan ilgisi bakımından çok özet halinde anlatmaya değer. Kutul'un kuzey doğusunda ve Kürdevan Dağının iyice diplerinde yaylaları bulunan Anaçlı köyü ile hangisi olduğunu iyi hatırlamadığım ama büyük bir ihtimalle Kızılcık köyü olduğunu sandığım iki köy arasında yayla hudut ihtilafı vardı 1950'li yıllarda. Bu davanın halli için Ardanuç İlçe İdare Heyeti'nin mahalline gitmesi gerekiyordu. Başta Kaymakam Sayın Mustafa Öner olmak üzere Malmüdürü Abdulkadir, Hükümet Tabibi Dr. Özcan Hangül, Veteriner Hekim Hasan Uzunhasanoğlu, Tahrirat Katibi (Yazı İşleri Müdürü) Rıza Mısırlıoğlu ve İlköğretim Müdürü olarak da ben 1956 veya 1957 yazında bu işin halli için önce Kutul'a gittik. Kutul'dan itibaren çok dik yamaçları adeta tırmanarak ihtilaflı yaylalara çıktık. Üzerinde ihtilaf olan yerleri gezdik karşılıklı şahitleri dinledik ve tarafları uzlaştırarak tekrar Kutul’a indik. Kutul'da oraya özgü nefis ve leziz et yemeklerini, oranın şiş ve dönerini yiyip bir akşam kaldıktan som a Ardanuç'a döndük. Gene aynı yıllarda idi. Bu defa Karagözoğlu'ndaki bir hudut ihtilafının halli için gene aynı heyet olarak Kutul'a gitmiştik. Bu defa şikayetçi taraf Naldöken ve Yolüstü köyleri idi. Mütecaviz taraf ise soğanlı köyünden Ziver Ağa gösterilmekteydi. Şikayete göre Ziver Ağa Karagözoğlu'ndaki çayırının hudutlarını genişleterek iki köyün otlakiyelerine tecavüzde bulunmuştu. Bermutad gene mahallinde yaptığımız keşif ve dinlediğimiz şahit ifadeleri doğrultusunda ihtilafı ortadan kaldırdık. Ve gene Kutul'da bir akşam kaldık ve Kutul özlemimizi giderdikten sonra Ardanuç'a döndük.
Kaynak: Osman ÜNSAL : Artvin ve Çevresinde Yaylacılık ve Pancarcı Şenlikleri Kitabı.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kopyalanması ve izinsiz yayınlanması yasaktır
Etiket : Kutul, Çevresi,