CİNGİTMA GÖLÜ
Dağ ve yayla hudutları dahilinde Karagöl ve akgöl dışında kayda değer mahiyette göllere rastlanmamaktadır. Yalnız yayla evlerinin batı kenarında, altmış dereceden daha fazla meyle sahip 100-125 metrelik dik bir yamacın dibinde "Cingitma" adlı küçük bir göl vardır. 50-60 metre genişlikte ve 70-80 metre boyunda olan bu gölün kenarları sazlık ve bataklık halindedir. Sazlar gölün görülmesine büyük ölçüde engel teşkil eder. Eskiden beri gölün çok derin olduğu inancı bir yana, ayrıca bir de "Dipsiz" oluşu efsanesi günümüze kadar uzar gelir. Bundan ötürü gölün bir adı da "Dipsiz Göl"dür. Gölü en iyi bir şekilde ancak dik yamacın başından veya bir başka ifade ile yayla evlerinin batı kenarındaki "Seyrangah" tepesinden kuşbakışı denecek bir tarzda bakmak suretiyle ancak görmek mümkün olur.
Bugüne kadar gölün içine girildiği veya yüzüldüğü görülmemiş hatta işitilmemiştir. Korktukları için yayla çocukları gölün kenarına dahi yaklaşamazlar. Aslında kenarları yaklaşmaya pek elverişli de değildir. Kendisine yaklaşılamazlığıyla, esrarengiz, ürpertici ve simsiyah görüntüsüyle, çok derin ve hatta dipsizlik efsanesinin zihinlerde yerleşişiyle, içine girenlerin boğulup kaybolacakları inançlarıyla dopdolu olan insanlar için "Cingitma" bir efsane, bir meçhuliyet ve bir tehlike kaynağı olmuştur her zaman için. Gerek konumu ve gerekse verdiği mesajlarıyla Cingitma, kendi iç dünyasına ve adeta başka bir aleme dönüktür ve dış dünyaya, hale hele insanlara asla taviz vermez. Bütün bunlardan ötürü yaylalığm çocukları bir yaz boyu oyun için dışarı çıktıklarında özellikle Cingitma'nın başına gitmemeleri, hatta yakınına dahi yaklaşmamaları sıkı sıkıya tenbih edilir.
Cingitma gölünün dipsiz oluşuyla ilgili çok enteresan bir de hikaye vardır.
Şöyle:
"Yaylanın ardı"nda ki hafif meyilli, alabildiğine düz, simsiyah, boncuk boncuk bereketli topraklarda bir zamanlar tarım yapılırmış. Bir gün çift sürerken aniden hava bozar, çok şiddetli bir fırtına çıkar, kar-tipi-böra birbirine karışır, ortalık, göz gözü görmez" hale gelir. Çifte koşulu olan öküz veya mandalar neye uğradıklarını şaşırır, büyük bir karmaşa içinde kasırganın önünde ürküntü halinde kayarak, Cingitma'nın dik yamacından aşağı sürüklenerek gölün ürpertici sularına gömülürler. Arlık ortalarda ne çift-çubuk ne de öküzlerden bir eser vardır. Her şey bir anda yok olmuş gaiplere karışmıştır.
Bir süre sonra köyde, köyün bir hayli uzağındaki Abanatuval mevkiinde kaynağından çok güçlü bir şekilde gürül gürül kaynayarak çıkmakta olan Abanatuval memba suyundan, koşum takımının parçalarından olan "Sami"lerin çıkmaya başladığı görülür. İlk anda buna bir mana verilemez ama dağdaki hadise köye intikal edince muamma çözülür ve samilerin Cingitma gölüne gömülen öküzlere ait olduğu anlaşılır.
Bu hadise ile Cingitma gölünün dipsiz olduğu kanaati kuvvet kazanır ve o günden sonra gölün altında güçlü bir su kaynağının mevcudiyetine, bu kaynağın, yeraltı yollardan geçerek "Abanatuval" olarak yeryüzüne çıktığına inanılır, hatta kesin gözü ile bakılır. Nitekim Cingitma gölü ile Abanatural arasında ki arazinin teşekkül tarzıda bu inanca ters düşmemektedir.
***
Kardeşim Servet 22.4.1993 tarihinde Ardanuç'tan İstanbul'a gelmişti. Cingitma gölü ile ilgili olarak tarihi değer taşıyan ve çok kıymetli olan şu bilgiyi vermişti. 1991-1992 yıllarında Aşağı Dağa büyük yağmurlar yağar, derelerde çok büyük seller meydana gelir. Bu seller Kürdevan Dağının çok dik olan kuzey yamaçlarından indirdiği taş ve büyük kaya parçaları ile bazı yerlerde dereleri doldurur ve dere yatağının değişmesine sebep olur. Kayınlık deresi de sürüklenen taş ve molozlarla dolar ve Kayınlığın önünde bize ait olan çayırın bir bölümünü işgal ederek dere yatağı haline getirir. Bu cümleden olarak Cingitma Gölünün yakınındaki dere yatağının da dolması üzerine seller gölün içine akmaya başlar.
Bulanık, çamur halindeki bu sularla gölün dolup taşacağı zannedilir ama hiçte öyle olmaz, ne göl taşar ve ne de göl seviyesi yükselir. Kısa bir süre sonra köydeki Abanatuval suyunun çok arttığı ve boz-bulanık, çamur halinde aktığı görülür. Sellerin kesilmesi ve sel sularının Cingitma gölüne akışının durması üzerine Abanatuval suyunun da durulduğu ve tertemiz normal hali ile akmaya başladığı görülür. Bu olay asırlar boyu tıpkı bir efsane gibi nesilden nesile anlatıla gelen Cingitma gölünün dipsizliği ve Abanatuval suyunun membaını bu gölün tabanından aldığı yolundaki hikayenin ne bir masal ve ne de bir efsane olmadığı gerçeğini kesin olarak ortaya koyar.
Kaynak: Osman ÜNSAL : Artvin ve Çevresinde Yaylacılık ve Pancarcı Şenlikleri Kitabı.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kopyalanması ve izinsiz yayınlanması yasaktır
Etiket : Cingitma, Gölü,