ÇAM SAKIZI
Bütün bunlara rağmen yüce Tanrı biz vefasız insanlara güzel ormanlarımızın gelin süsündeki genç köknar ağaçlarından çok enteresan bir jest olarak nefis kokulu "Çamsakızı"nı armağan etmiştir.
"Çamsakızı, çoban armağanı" Atasözüne kaynak teşkil eden çamsakızı, aslında "Çamsakızı" değil "Köknar sakızı"dır.
Köknar sakızı genç köknar ağaçlarının gövdelerinden hasıl olduğu halde halkımız çam ve köknar ağacını tanımadığı ve birbirinden ayıramadığı için yanlışolarak ona "Çam sakızı" adını vermiştir.Halbuki çam ağacı sakız yapmaz, reçine verir. Reçinede sakız değildir.Çocuklar ormanlarda gövdelerinden irili ufaklı sakız damlacıkları (cicip) sarkan ve sayıları pek fazla olmayan köknar ağaçlarını aramayı, sarıya yakın renkte ki damlacıklarını itina ile toplamayı ve ağıza bıraktığı nefis tat ve rayihasıyla bu sakızı zevkle çiğnemeyi çok severler.
Hayri-Noyan-Bahadır üçlüsünün ormanda sakız aramaları ve buldukları sakızları toplamaları kendileri için büyük bir eğlence kaynağı idi.Birlikte sakız toplamaya çıktıkları zaman yaptıkları, hatta yarattıkları espri ve muziplikleri birbirlerine günlerce anlatır, bundan büyük zevk alırlardı.Şayet mümkün olsa da bugün üçü bir araya gelebilse eminim ki elli küsür yaşlarına rağmen gene o çocukluk hatıralarını hala aynı tarzda tekrarlayacaklar ve kırk küsür yıl önce yaşanan bu muziplikleri birbirlerine yine aynı heyecanla anlatacaklardır.
Kaleardı'na ilkbaharda mayıs ayı sonlarına doğru çıkılır, haziran sonuna kadar orada kalınır.Temmuz ve Ağustos aylarında sağım hayvanları "Kesim"e verildiği için kesimciler tarafından Bilbilan'a götürülür ve kesim süresi bitince Ağustos sonunda geri getirilerek sahiplerine teslim olunur idi.Köyde henüz tarım işleri sonuçlanmadığı için hayvanların köyde kalmasının mahzurları pek çoktu.Aslında bu mevsimde Kaleardı'nda çayırlar biçildiği, otlar taşındığı için otlak alanları genişlemişve ot potansiyeli çok yükselmiştir.
Bu bakımdan öküzler de dahil olmak üzere hayvanların tümünün eylül ayı sonlarına kadar güz dönemi olarak Kaleardı'nda bulunmalarında büyük faydalar vardır. Bu kalışlar bazı yıllar hava durumuna bağlı olarak ekim ayı ortalarına kadar da uzayabilirdi. Sonbaharda mezralarda süt, yoğurt, kaymak, yağ ve peynir olarak en randımanlı bir devre yaşanırdı.
Kaynak: Osman ÜNSAL : Artvin ve Çevresinde Yaylacılık ve Pancarcı Şenlikleri Kitabı.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kopyalanması ve izinsiz yayınlanması yasaktır.
Köknar Sakızından söz edip, sakız toplamayı göstermemek olmazdı. Aşağıdaki videoda köknar sakızı toplamayı ve çicip’in ne olduğunu görebilirsiniz
Etiket : Sakızı, Köknar, Sakızı,