Bilbilan'da Döner ve Şiş
Bilbilan esprisi, yaşamak için gerekli olan hava, su ve beslenme gibi üç ana unsurun en güzellerinin mebzul bir biçimde bilbilan'da mevcut olmasından ve bir arada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bilbilan, varoluşundaki özellikleri itibariyle ot zenginliği, başka yerlerde rastlanmayan bazı bitki çeşitlerinin yalnız Bilbilan'da bulunması, bunların hayvan beslenmesinde çok mühim bir rol oynadığı, bura hayvanının et ve sütünün lezzet ve kalite bakımından farklılık gösterdiği, eskiden beri bilinen bir husustur.
Bu özelliklerinden ötürü Bilbilan, halk arasında "Bilbilan'ın eti", "Bilbilan'ın yağ ve Peyniri" deyimleri ile ün kazanmış, dillere destan olmuştur. Sayıları milyonlara varan hayvan varlığı ile Bilbilan yüksek kalitede büyük bir et potansiyeline sahiptir. Hayvan besiciliği yönünden yol gösterildiği, halka destek verildiği ve bu konuda gereken yardımlar yapıldığı takdirde et randımanının yükseleceği, hayvan ürünlerinde büyük artışlar olacağı, bunun da yurt ekonomisine önemli faydalar sağlayacağı gözardı edilmemesi gereken bir husustur. İyi beslenme sayesinde burada bütün hayvanlar kilolarının en yükseğine ulaşırlar. Memleketin bazı bölgelerinde bu arada örneğin Kayseri'de büyük çapta kasaplık hayvana ihtiyaç hasıl olmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için bütün ulaşım güçlüklerine rağmen alıcı, ta Kayserilerden kalkar, binbir zahmete katlanır Bilbilan'lara kadar gelir.
Yazları Bilbilan'da kendiliğinden oluşan ve her hafta kurulan hayvan panayırının temelinde Bilbilan'ın cazip ve itici arzı, Türk müteşebbisinin fırsatçı talebi yatmaktadır. Hayvan potansiyeli hayvan panayırında bu şekilde önemli ölçüde eritilirken bir taraftan da Bilbilan'ın mahalli et ihtiyacını karşılamak üzere kasaplar tarafından her gün hemen oracıkta çok sayıda koyun ve kuzu kesimi yapılmakta ve satışa sunulmaktadır. Araya hiçbir aracı ve sömürücü girmediği, giremediği, üzerine de herhangi bir masraf eklenmediği için süper kalite etler en ucuz fiyatla müstahsilden müstehlike intikal etmektedir. Böylece büyük şehirlerin, insanı çileden çıkaran astronomik rakamları yerine tüketiciyi ehven fiyatlarıyla da tedavi eden ucuz et satınalma imkanı doğmuş olmaktadır. Gerek lezzet gerek nefaset ve gerekse koku olarak Bilbilan etinin rekabet kabul etmeyen üstünlüğü, yöre insanında gerçek bir özlem halindedir.
Koyun etinden yapılan şiş, döner ve ızgarayı çok seven bir milletiz. Bu konuda ağız tadımız damak zevkimiz bir iptila halindedir. Böyle olunca halkın çok sevdiği bu enfes yiyecekleri yapan kebapçı ve köftecilere ihtiyaç duyulmakta ve bunlara hemen her yerde sık sık rastlanmaktadır. Bilbilan'ın her zaman açlık hissi veren kendine özgü havası içinde artık iyice acıkmışsınızdır. Pişmekte olan et kokuları sabırsızlığınızı iyice taşırmaktadır. Dayanılmaz bir açlık hissi ile çökersiniz masalardan birine.
Karşınızda reklam panolarını andıran bir üslup içinde beyaz başlığı ve beyaz önlüğü ile şiş kızartan, döner çeviren, ızgara veya köfte pişirmekte olan bir kompozisyonu Ressam Ali Rıza Hoca'ya ait bir eskiz veya Rembrandt'a ait bir tablo gibi seyredebilirsiniz. Etler kıpkırmızı ateş karşısında uzun süren bir zaman içinde ağır ağır pişmekte, iyice kızarması için sabırsızlığınız pahasına zaman inatlaşmakta, eriyen yağlar alev alev kayarak alttakilerin üzerinde serap halinde kıpırdamakta, ve bu bütünlük içinde yükselen nefis et kokuları ta uzaklara kadar yayılmaktadır. Bir an için düşünüyorsunuz. Yüce tanrı'nın insanlara olan nimetleri ne kadar çok ve ne kadar güzel. Buna şükretmek çok büyük fedakarlık mı ister acaba!
Bazı Ayetler
Nitekim Yüce Allah:
2/29 Yerde olanların hepsini sizin için yaratan O'dur.
2/243 Allah insanlara bol nimet verir fakat insanların çoğu şükretmezler.
10/60 Doğrusu Allah'ın insanlara nimeti boldur, fakat çoğu şükretmezler.
11/6 Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkını vermek Allah'a mahsustur.
13/26 Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir, bir
ölçüye göre verir.
20/81 Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin, bunda aşırı gitmeyin.
36/71 Kudretimizle kendileri için hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Onlara sahip olmaktadırlar.
36/72 Onları kendilerinin emrine verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardır.
40/79 Binek olarak kullanmanız ve yemeniz için hayvanları sizin için yaratan Allah'tır.
53/48 Doğrusu zengin eden de, varlık kılan da Odur.
14/34 kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan pek zalim ve nankördür.
Ne yiyeceğinize karar vermede güçlük çekmenize rağmen gene de bir şeyde karar kılar ve siparişinizi verirsiniz. İştahınıza ve midenize olan güveninize bağlı olarak bu bir, birbuçuk veya çift porsiyon döner, şiş, ızgara veya karma olarak tecelli eder. Veya hepsinden ayrı ayrı birer porsiyon olarak da tertipleyebilirsiniz menünüzü. Besin değerleri bakımından bunlar, pek farklılıklar göstermezler ama hazırlanış özelllikleri, lezzet ve damak zevki bakımından enteresan nüans farkları gösterir herbiri. Bu husus çok mütehassisane bir tarzda bilindiği için menü tertibi önem taşımaktadır. Böyle olunca da gözlerinizin önünde sergilenen dünyanın bu en güzel, en lezzetli yiyeceklerinin hepsinden yeme isteğinizi frenleyemezsiniz. Ismarladığınız etin pişme kıvamına gelebilmesi için 25-30 dakika beklemenize ihtiyaç vardır. Bu arada domates, salatalık, soğan ve biberden ibaret salatanız hazırlanmış ve masanıza konmuştur. Çatal-kaşığınız, ekmeğiniz, üzeri buğulanmış bir şişe buz gibi soğuk dağ suyunuz da masanızdadır.
Dakikalar ilerledikçe sabrınız azalmakta ve siz çaktırmadan kopardığınız ufak ekmek parçalarıyla kenarından köşesinden salatanızın canına okumaktasınız. Artık uzun bekleyiş sona ermiş dopdolu tabağınız önünüze konmuştur. Kenarları ızgarada öldürülmüş domates dilimleri ve sivri biberlerle süslenmiştir. Ve siz sabırsız bir iştah ve büyük bir lezzet zevki içinde tabağınızdan yemeye başlar, midenizi gönlünüzün arzusu istikametinde yavaş yavaş doyurmaya çalışırsınız her lokmanın lezzetini çıkara, çıkara. Şayet kadehlerle ünsiyetiniz varsa ve masada kafa dengi arkadaşlarınız da bulunuyorsa o zaman yemeğiniz uzun sürecek, keyfiniz daha da tırmanacaktır. Artık karnınız doymuştur ve bu kadar nefis bir yemek yemiş olmanın zevki, hatta keyfinden dörtköşe gibisinizdir. Sıra hesap ödemeye gelmiştir.
Hesap öderken hiçte huzursuzluk duymayacak, karışık, okunmayan, yemediklerinizin de yazılmış olduğu, heyula rakkamların yer aldığı acaip bir fatura ile karşılaşmayacaksınızdır.
Bilbilan'ın havası ve suyu insanı durmadan acıktırdığı için yemek işi hiç aklınızdan çıkmayacak bir olgudur. Buna bir de et yemeklerinin çekiciliği hatta tahrik ediciliği eklenince yemek konusu asla gündemden düşmeyecektir. Bilbilan'da yaylacı olarak oturan insan sayısı oldukça büyük bir yekûn teşkil etmektedir. Elbette ki bu insanlarında et ihtiyaçları vardır ve bu insanlar da et ihtiyaçlarını Bilbilan'da ki kasaplardan temin etmektedirler. Bazen bu ihtiyaç için hususi olarak koyun veya kuzu kesen aileler de vardır. Bu gibi hallerde yayla evlerinde kebap çevirme, şiş, ızgara ve pileki kebabı gibi et yemekleri de büyük bir zevkle yapıla gelmekteydi. Bu cümleden olarak döner kebabın külfetli işini erkekler üstlenmekte idiler. Herkes o gün gözle görülen bir mutluluk havası içindedir. Herkeste iştah ve damak zevki zirvededir. Bu kabil olağanüstü ziyafetlerin tatlı hatıraları hiç unutulmadan hatta en ufak bir fire dahi vermeden bir ömür boyu sürüp gidecektir.
Kaynak: Osman ÜNSAL : Artvin Çevresinde Yaylacılık ve Pancarcı Şenlikleri Kitabı. ( S. 352, 2353, 2354, 355, 356, 357 )
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kopyalanması ve izinsiz yayınlanması yasaktır.
Etiket : Bilbilanda, Döner,