ÇAYIRLARA KONDURULMUŞ BİLBİLAN...
Orman üst sınırının üstünde olan Bilbilanda yayla evleri, diğer yaylalarımızdaki, genellikle yuvarlak ağaçtan yapılmış yayla evlerinin tersine, taş kullanılarak yapılmıştı. Taş duvarların üstüne yerleştirilen çatı, gene bedevreyle kapatılmıştı.
Öbür yayla evlerimizden sonra ilk kez karşılaştığım bu yapı tarzı biraz farklı gelmişti.
Ahşapın doğallığına, sıcaklığına o kadar alışmıştık ki, taş duvarlar soğuk gelmişti önceleri.
Aslında başka bir doğal malzeme olan taşın, sağlıklı ve estetik bir yapı malzemesi olduğunu, çimentonun, cahil ve açgözlü ellerde nasıl da çirkinliklere dönüştüğünü görünce anlıyacaktık.
Yaylamızın planı, Conattakinin aynısıydı.
Girişte solda ocak, sağda peyke, arka tarafta sütlük yer alıyordu.
Önünde taş duvarlarla çevrilmiş büyükçe bir ağıl, ağılın sol köşesinde, oldukça yüksek,büyükçe bir danadam vardı. Danadamın üstü, hafif meyilli sıkıştırılmış toprakla kaplıydı. Besbelli sonsuz çayırlıklara özenmişti ki, üstünde yer yer otlar çıkmıştı. Yaylaya, ağıldan geçilerek giriliyordu.
Bu yapısıyla yaylamız, kısa sürede sempatik bir yapı oluvermişti gözümde.
Derehanlarına yüzümüzü döndüğümüzde solda ve sağda, Şavşatın ve Ardanuçun bazı köylerinin yaylaları vardı.
Köylerin yaylaları, diğer bazı yaylalarımız gibi dağınık değil, toplu halde ve biraradaydı.
Hemen aşağılarda, belkide yüzlerce yıllık ömrünü sürdüren, en güzel pınarlardan Boncuklu yer alıyordu. Yerden dört beş noktadan kaynıyormuş gibi çıkan buz gibi su, renkli taş zerreciklerinin sürekli hareket halinde olmasını sağlıyor, bu da doyumsuz görüntüler sergiliyordu.
Önündeki geniş alan coş durumunda olduğu için, mandaların gözde mekanıydı.
En sağ tarafta da, Karaçadırlılar ve Hemşinlilerin yaylaları yer alıyordu.Aslında çadır türü yerleşmelerin çok ta düzgün olmıyacağı düşünülebilir.
Ancak öyle olmadığını, daha sonraki bir gelişimizde, Maşikar hanımın davetinde görmüştüm. Çadırların genişliğini, konforunu hayranlıkla izlemiştim. O koşullara göre, son derece estetik ve güzel döşenmişlerdi.
Bu yayla yerleşimlerinin güneyinde, Ardahan istikametinde ve tam da bütün yaylalara neredeyse eşit uzaklıktaki bir noktada, Bilbilana gitmiyenlerin bile adını en az bir kez duyduğu Derehanları yer alıyordu.
Tüm bu Bilbilan yerleşimi, her yöne ufka kadar uzanan, üzerine rengarenk çiçekler serpili yemyeşil çayırların üstüne, birileri tarafından kondurulmuş gibi duruyordu.
Noyan Ünsal
Etiket : ÇAYIRLARA, KONDURULMUŞ, BİLBİLAN ,