BÜTÜN KABAHAT RÜZGARIN...
Bazen, bir resim görürsünüz, bir renk.
Bir tat, lezzet algılarsınız.
Ya da, rüzgar, bir koku ulaştırır size, ya da bir ses.
Ilık bir şey hissedersiniz içinizde.
Çoğu kez bulamazsınız size hissetiren şeyin ne olduğunu.
Ya da mesela ,o ses alır götürür sizi yıllar yılar öncesinin bir anı'a. O gün hissettikleriniz ne ise, aynı duyguları duyarsınız. Ayni şeyleri yaşarsınız yeniden. İçiniz ısınır, gözleriniz dolar.
Köknar kokusu duymıya göreyim mesela. Kaleardında, taşın tepesinde, bir Köknarın altında, kekiklerin arasında bulurum kendimi. Bahadır, Şener ve Soner ile. Bizim Kaleardı ekibidir bu grup.
Köy hemen aşağımızdadır.Evler seçilir tek tek.
Sağda Acıelma, bu kez farklı bir açıdan görünür buralardan.
Taa uzaklarda, bütün heybetiyle, tepesinde karlarla Kaçkarlar, kim bilir kaç yıllık ömürlerini sürmektedirler.
Solumuzda çoğu kez başı dumanlı Kürdevan bütün güzelliğiyle ''ben buradayım''ı hissettirir size.
Adakale, Meydanlar, uzakta da olsa karşınızdadır.
Şimdi kimbilir ne yapıyordur çocuklar?
Bulanık deresinde yüzmekte midirler, yoksa okulun bahçesinde çember mi çeviriyorlar? Yoksa, haytalık yapıp,birinin bahçesinden elma mı talan etmektedirler, ya da erik?
Babam okuldadır her zamanki gibi. O zamanlar, memur da, müdür de aynı kişi. Yani daktilo makinasında,bitmez tükenmez, kimbilir nelerin listelerini çıkarmaktadır.
Annem evdedir mutlaka Türkan ile. İş yapıyordur her zamanki gibi. Ben annemi hep iş yaparken hatırlarım. Zaten o da, iş yapar hep bütün anneler gibi.
Herkes dükkanındadır mutlaka. Ya da bir kaçı bir dükkanda toplanmış, çay içmekte ve sohbet etmektedirler, şu anda.
Yani Adakale, Adakale olarak, olağan hayatına devam etmektedir.
Rüzgarın getirdiği ses, ya da koku, bir anlığına da olsa,mesela altmış yıl öncesine, o yere ve o ana götürmüştür sizi.
Orda kalmak isteseniz de, bu olanaksızdır. Yüreğiniz buruk, bir ton yük üstünde, ''şimdiye'' gelirsiniz. ''Buraya''
Noyan ÜNSAL