LEKİLER VE ÜZÜMLER...
Mereğin ve önündeki harman yerinin ilerisindeki tarlanın alt ucunda, mal yolunun üst tarafında kocaman Leki ağaçları vardı.
Daha sonraları bu ağaçların kullanılan adının Akçaağaç olduğunu öğrenmiştim.
Yaklaşık onyıl kadar önce Orman Fidanlığını dolaşırken rastladığım bir fidan beni çocukluğuma götürmüştü.
Yaprakları Lekinin neredeyse aynısıydı. Fidanlık Müdürü arkadaşım adının Kırmızı Akçaağaç olduğunu söylemişti.
Heyecanla eve getirip terasta bir saksıya diktim. Hapsedilmiş gibi yaşadığı o saksıda, inatla büyümeye devam etti.
Şimdilerde üç metreye ulaştı. Gerektikçe saksısını ve toprağını değiştiriyorum, gübresini veriyorum. Sulanacağı günü de hiç kaçırmıyorum.
Evde olunmadığı zamanlarda da arkadaşlarıma emanet ediyorum.
Her görüşümde, mereği, harman yerini, leki ağaçlarını, köyü ve orada geçirdiğim, belkide hayatımın en güzel günlerinden olduğunu addettiğim günleri anıyorum.
Bizim oralarda asmalar ağaçlara dolandırılırdı. Onlarda ağaçların dallarına tutuna tutuna büyür giderlerdi.
Kocaman Leki ağaçlarından sağdakinde beyaz üzüm veren bir asma vardı. Yuvarlak taneli, ince kabuklu çok lezzetli bir üzümdü. Çavuş üzümü olabilir miydi bilmiyorum.
Ortadakinde, belki de sekiz yada dokuz metreye ulaşmış Lekinin tepesine kadar ulaşmış siyah üzümler veren asma ağacı vardı. Çılgın lezzetiyle kendini hep hatırlatmıştır.
Soldakinde, uzunca, pemde üzümler veren, ilginç bir asma vardı.
Adını, yazıyı okuyan dostlara bıraksam mı diye düşünürken, herkesin uzun yıllar önce oralardan ayrıldığını, dolayısıylada hatırlanmasının güç olabileceğini düşünerek yazmaya karar verdim.
Şişvel'di adı.
Her zaman, neredeyse tüm meyvelerin yetiştiğini ifade ettiğimiz memleketimizin üzümlerinden, benim bilebildiklerim bunlardan ibaret.
Şimdilerde, oralarda yaşıyanlar, meyvelerimizi aynı duyarlılıkla ve önemle yetiştiriyorlar mı, yoksa çarşıdan, pazardan, marketten mi alıyorlar bilemiyorum.
Ne yazık ki yerli tohumlarımızın gideren yok olduğu, yerine sağlıksız ithal tohumların kullanıldığı ülkemizde, endişelenmekte haklı olduğumuzu düşünüyorum
Noyan Ünsal.
24.08.2018/ Devrek