DUMAN
Sis'e, Duman deriz bizim oralarda.
Çünkü, duman sihirdir, büyüdür.
Efsunludur Duman.
Sis dersek, büyüsü bozulur, sis olur.
Yabancılaşır bütün sesler, matlaşır.
Uzaktan gelirler,titrek ve endişelidirler.
Sahibini görmediğiniz için, mistik bir havaya bürünürler.
Yakınlardaki bir Köknarların silüetini görürsünüz belli belirsiz ama,
biraz uzaktakiler saklanmışlardır sizden.
Sanırsınız ki, her şey, alıp başını gitmiştir sonsuzlukta bir yere.
Sizi, bir başınıza bırakmışlardır ıssızlığın ortasında.
Aslında, öyle sevecendir ki aslında, sarar sarmalar her şeyi, kucaklar.
Sonra, özlemiştir besbelli geldiği yerleri, bırakır sizi, geldiği gibi sessizce akar gider.
Ortada kalıverirsiniz.
Masaldan çıkmışsınızdır.
Bakarsınız, yerli yerindedir herşey.
Yayla evleri yerliyerindedir.
Yerliyerindedir ağaçlar, çiçekler,pınarlar.
Renkleri koyulaşmış, parlamıştır çayırlar, çiçekler, ormanlar.
Sanki yeniden başlamıştır hayat.
Ozanlar, şiirler yazmışlardır onlar için.
Özlemlerini anlatmışlardır, hasretlerini.
Ama kimse bilememiştir yerlerini yurtlarını bu güne dek.
Gizlice gelir, gizlice giderler.
Ne zaman isterlerse o zaman.
İşte böyle gelir, böyle giderdi duman.
Birbirimizi kaybetmiyelim diye, anlamlı anlamsız konuşurduk habire.
Bazen seslerin yankılanması hoşumuza gittiği için, bağırırdık yüksek sesle. '' Heeeyyyy '' derdik mesela çocuk sesimizle. Uzaklarda başka biri duyarsa, '' eeyyyyy '' diye yanıtlardı bizi.
Bir de, malları kaybedersek diye çok korkardık.
Ama, biz yolumuzu kaybetsek bile, onlar hiç şaşmadan bulurlardı yaylaların yolunu.
Noyan ÜNSAL