» Bicelilerin Hasretini Dindiren Web Sitesi Biceliyiz.Com a Hoşgeldiniz. Tütünlü Köyü Bicenin Web Sitesi.

    • Facebook Hesabınız İle Sitemize Hızlı Üye Olup Giriş Yapabilirsiniz
    • Veya Bilgilerinizi Kendiniz Girerek Üye Olup Giriş Yapabilirsiniz

» KöşeYazı Kategorileri

  • Yazar Çizerler
  •    Biz Biceliyiz 8
  •    Anılar 30
  •    Biceden Şiirler 3
  •    Tarihçe 9
  •    Biz Bize 95

» Hit KöşeYazıları

» Son KöşeYazı Yorumları

» KöşeYazı İstatistikleri

  • KöşeYazı Sayısı 145

  • Okunma Sayısı 597830

  • Kategori Sayısı 6

  • Yorum Sayısı 168

» BİLBİLANDA OLAĞAN BİR GÜN.

KöşeYazı Resmi
Bookmark and Share
  • Beğenenler (1) Beğenmeyenler (0) Toplam (1)
      Beğenenler & Beğenmeyenler
      Murat(+1),
Beğen Beğenme
Anılar-Hatıralar Kategorisinde Gez
               
BİLBİLANDA OLAĞAN BİR GÜN...
 
Kızaklar, yaylalara ulaşır ulaşmaz ilk iş olarak acil onarımlar yapılmış, genel bir temizlikten sonra kızaklar çözülmüş ve eşyalar yerlerine yerleştirilmiştir.
Daha önce ulaşan mal, onları bekliyen en güzel otlarla kaplı çayırlarda karnını doyurmuş, küçükler danadam'a, büyükler ağıla alınmıştır. 
Küçüklerin, sebebini anlıyamadığı iki günlük mutlu beraberlik böylece sona ermiştir.
Gece olmadan yayla gece yatılabilir hale getirilmiş, iki gündür yollarda olan  ve çok yorgun durumdaki yaylacılar karınlarını doyurup, erkenden yatmışlardır.
 
Önceden belirlenen nahırcılar, güneşin ilk ışıklarından önce köyün malını otlatmaya götürmüştür.
Bu bölüm kuşluğa kadar sürecektir.
 
Köyün yaylaları birarada olduğu için mallar, nahırcılar arafından topluca otlatmaya götürülür.
 
Kuşluğa kadar kahvaltılar edilmiş, ortalık toparlanmış, ahali ve danalar, hele hele danalar analarını beklemeye koyulmuştur. Sabırsızlık son noktaya dayandığında nahırın ucu görünmüş ve telaş başlamıştır.
Çiçkarın her açılışında ok gibi fırlıyan danacık ,bir solukta şaşmadan anasını buluverir.
 
Sağım işlerinin bitiminden sonra nahır, ikinci ve daha uzun sürecek olan otlatma işi için çayırlara götürülür.
Akşam, nahırın yukarılardan sökün etmesiyle birlikte, ikinci heyecan dalgası sarar herkesi. 
Özellikle de ufaklıkları. Hem analarını görecekler, hem de süt emecekler keyifle, anaları onları yalarken.
 
Tüm köy halkının yaylacıları birarada olduğu için, sosyalleşme diğer yaylalardan, hatta köyden daha yoğun olarak yaşanır buralarda. Dedikoduların en derini, en hası da buralarda kurgulanır, oluşturulur en eğlenceli haliyle.
Biz çocuklar, oldukça çok sayıdaydık sayıca. Bu nedenle de akşama kadar, danaları otlatmanın dışında, akla gelebilecek her oyunu oynardık bağırış çağırış.
 
Günler, ufak tefek farklılıklarla böyle sürüp giderdi taa havaların soğumaya başladığı, Bilbilana veda edileceği güne kadar. 
O günki duyguları tarif etmek ne zordur bir bilseniz. 
Köyünüzün, evinizin özlemi en üst düzeye ulaştığı için bir yandan buna sevinirken, öte yandan, buralardan bir yıl daha ayrı kalmanın hüznü yüreğinize çöküverir en derin şekliyle. 
Hangisini yaşıyacağınızı bilemezsiniz.
 
Doğada yaşıyabilmenin temel gereksinimlerinden biri olan ''ateş yakmak'' eylemi için gerekli odunu sağlıyabilmek oldukça zordur burada. 
Bu sebeple yaylaya varıldığının ikinci gününün sabahı, Amcamın peşine takılıp, Heva'ya gittik. Amcam, bir miktar odun ve çatıdaki eksiklikleri gidermek üzere bir miktar bedevre getirmeleri için, daha önceki yıllardan ahbabı olan birileriyle, anlaştı. Siparişler, yaylaya ertesi gün getirilecekti.
 
Bir kaç bün içinde eksiklikler giderilmiş, yaylada kalacakların dışındakiler köye dönmüş ve normal yaşama geçilmişti yaylalarda.
 
Günler olağan akışında sürüp gidiyordu ama, benim gözüm Derehanlarındaydı.
Sonunda ninemin tüm itirazlarına rağmen, denk getirip tek başına Derehanlarına gitmeyi başardım.
Derehanları o zamanlar ihtiyaçları karşılıyabilecek her şeyi bulunduran birkaç dükkan, otel, lokanta gibi az sayıda yapıdan ibaretti. 
Nefis kebapların kokusu taa uzaklardan duyumsanabiliyordu. Daha sonraki yıllarda Derehanları dendiğinde bende oluşan ilk imaj, özellikle bu kebap kokuları olmuştur.
 
Derehanlarından dönerken, arka cebimde bir plastik tarak ve elimde, arkasında kırmızı beyaz ay yıldız resmi basılmış, yuvarlak küçük bir ayna bulunuyordu.
 
Adakalede iken hiç aklımıza gelmiyen bu iki aksesuar, köye  ya da yaylaya gelince vazgeçilmez birer gereksinim olarak ceplerimizdeki yerini alıveriyordu hemen. Aklıma geldikçe, hala gülerim.
 
Cebinizde eksik etmemeniz gereken diğer iki şey, iyi bir çakı ve vazgeçilmez tuz gözüydü.
 
Köyde gün boyu dolaşırken, nerde bir salatalığa rastlasanız, ( ki bu masumane bir talan şeklinde de olabilir) hemen koparıp, pantalonunuza silerek steril hale getirip, cam gibi düzgün ve iyice parlamış olan tuz gözünüzle iyice tuzlar, yiye yiye yolunuza devam edersiniz. 
Noyan Ünsal


Etiket : BİLBİLANDA, OLAĞAN, GÜN ,
KÖŞEYAZI BİLGİLERİ
Ekleyen : KemaL | Kategori : Anılar-Hatıralar | Tarih : 08.05.2018 11:17:26 | Hit : 3738 | Yorum : 0

» KöşeYazı Yorumları

KÖŞEYAZI YORUM YAZ

 

» Copyright

2oo8-2o13 © Copyright Biceliyiz.com Her Hakkı Saklıdır B@y ÇoBaN
Artvin - Ardanuç - Tütünlü Köyü  Web Sitesi olan Biceliyiz.com 'un Amacı Yöremiz ve özellikle köyümüzün gelenek, göreneklerini kayda almak verileri toparlamak ve sonraki kuşaklara aktarmaktır. Köyümüzün Eski adı Bice olup "bicelilerin" bu web sitemizde buluşmasını sağlamaktır. Tüm Bicelilere saygı ve selamlar K.Yıldız.