» Bicelilerin Hasretini Dindiren Web Sitesi Biceliyiz.Com a Hoşgeldiniz. Tütünlü Köyü Bicenin Web Sitesi.

    • Facebook Hesabınız İle Sitemize Hızlı Üye Olup Giriş Yapabilirsiniz
    • Veya Bilgilerinizi Kendiniz Girerek Üye Olup Giriş Yapabilirsiniz

» Artvin Kategorileri

» Hit Artvin

» Son Artvin Yorumları

» Artvin İstatistikleri

  • Artvin Sayısı 22

  • Okunma Sayısı 139339

  • Kategori Sayısı 13

  • Yorum Sayısı 18

» Orta Çağda Artvin ve Çevresi

Bookmark and Share
  • Beğenenler (0) Beğenmeyenler (0) Toplam (0)
      Beğenenler & Beğenmeyenler
Beğen Beğenme
Artvin Tarihi Kategorisinde Gez
               

ORTA ÇAĞDA ARTVİN VE ÇEVRESİ

Kür-Çoruh Boylarına Sabir Akınları ve İran-Bizans Mücadelesi

  MS 465 yılından başlayıp 515-516 yıllarında yoğunlaşarak Kars ve bütün Oğuz ülkelerini istila eden Sabirler, Bizans topraklarına girip Konya’ya kadar ilerlediler. Sasaniler ile ittifak yapan Sabirler, hükümdarları Balak öncülüğünde Kür-Çoruh ve Aras boyları üzerinde Bizans hakimiyeti altındaki Anadolu’nun iç kısımlarına kadar akınlar düzenleyip yağmaladılar.

 604 yılından beri İran idaresine geçmiş bulunan Kür-Çoruh Boyları 629 Muahedesi’yle yeniden Bizans’ın yüksek hakimiyetini tanıyan yerli Oğuz beyleri elinde kaldı ise de bu sıralarda Suriye ile Filistin’i Müslümanlara kaptıran ve Mısır’ı da kaybetmek üzere bulunan Bizanslılar da başlarının kaygısına düşmüştü. İki rakip Bizans ve Sasani İmparatorlukları arasında 400 yıldan beri hırpalanıp ezilen Oğuz-Elleri artık onların idare ve kontrolünden büsbütün kurtulmuş olarak hızla ilerleyen İslam fetihlerini sessizlikle beklemekteydiler .


İslam Ordularının Çoruh Boylarını Fethi

 Halife Hazreti Osman döneminde Mesleme oğlu Habip komutasındaki İslam orduları Kali-Kala diye anılan Erzurum dolaylarında Bizans kuvvetlerini yenmiştir. Bu zaferin ertesi yılı, yani 646 yılında Çoruk-Yukarı Kür ve Aras boyları İslam ordularına kapılarını açmıştır. Bağdatlı Belazuri’nin naklettiğine göre Mesleme oğlu Habib’in sulh yoluyla aldığı yerler Şavşat-Yazaret, Ehli Klarcet (Ardanuç-Artvin yöresi), Tiryalet (Goru-Loru arası), Khaket (Tiflisin doğusu), Çavaket (Çıldır Gölü-Ahılkelek çevresi), Artahan (Ardahan-Göle çevresi), Babül-Lan (Alan Kapı) fethedilen yerler arasındadır. İtaat altına alınan Çoruh boyu ve Artvin çevresi Cizye adı verilen baş vergisine bağlanmış ve İslam ordusuna itaat etmiştir (646).653 yılında Yukarı Kür ve Aras boyları ile Çoruh boyları da Bizanslıların eline geçmiştir. Daha sonra Emevi Halifesi Abdülmelik’in oğlu Abdullah, Kars ve Ardahan bölgelerini Bizanslıların elinden almış ancak Çoruh boylarını ele geçirememiştir.

 Bagratlı Küropolat Aşur Bey Bizanslıların yardımı ile Kalarcet ve Şavşat’ı onarmış, Ardanuç Kalesini onartarak başkent yapmış bir de Ardanuç’un iç kalesinde kilise yaptırmıştır. Bu kilise günümüzde Aşut kilisesi olarak anılmaktadır. 

 853 yılında Tiflis’e yerleşip burasını başkent yapan I. Bagrat 875 yılında eski ülkesini iki kardeşi (Gurambeg ve Adarnase) arasında paylaştırmıştır. Gurambeg Ardanuç Kalesinde oturarak; Kalarcet, Şavşat, Ardahan Çavaget, Akbaba, Borçalı bölgesinin begi olmuştur. Küçük kardeşi Adarnase; Tortum’da oturup Yusufeli, Tortum, Narman, Oltu, Tavusker yani Tayk/Taveli begi olmuştur .


Selçuklu Akınları 

 Oğuzlar’ın Kınık kolundan çıkan Selçuklular, İslam’ın gaza farzını yerine getirebilmek, kendilerine yeni yerler bulabilmek gayesiyle Türkiye topraklarına yönelmişleridir. 1008 yılında Selçuklu Tuğrul ve Çağrı Beyler akıncılarıyla Van Gölü çevresini vurup yağmaladılar. Bu durum Bagratlıları tedirgin etti.

 Horasanda Selçuklu Devletini kuran Toğrul Bey 1037-1063 hakimiyetindeki ordu 18 Eylül 1048 tarihinde gece karanlığında Bizans ordusunu bozguna uğratarak Bagratlı Beyi Libarit’i tutsak etmişleridir. Elde edilen zafer bölgede Selçuklu hakimiyetini ifade eder. Daha sonra Kutalmış Bey, Kars’ı zapt ederek buradaki Bagratlı idaresini kaldırmıştır . 

 Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında Türkmen akıncıları Çoruh Nehri kaynaklarına kadar ilerleyip Bayrut’u aldıkları sırada (1054-1055) bunlardan bir kolu da Çoruh boyunca ilerleyerek Barhal Dağları’na kadar olan bölgeyi (İspir, Tortum, Yusufeli) ele geçirmişlerdir . 

 Sultan Alparslan 1068 de Çoruh boyları ile birlikte Şavşat’ı da Bizanslıların elinden almıştır. Sultan Alparslan’ın Gürcistan’a yaptığı seferlerde aldığı bu yerlere yanındaki Türkmenlerden hâkimler tayin etmiş ve bu çağda (1604…) yöreye hatırı sayılır miktarda t-Türk unsuru yerleşmiştir.

 26 Ağustos 1071 Cuma günü Alparslan’la Bizanslılar arasında yapılan Malazgirt Savaşı ve zaferinden sonra Anadolu’nun kapısı Selçuklulara açılmıştır. Alparslan aldığı yerleri emirlerine dağıtırken Çoruh Bölgesi Emir Ebul Kasım’a düşmüştür. Ebul Kasım’ın torunu Saltuk’tan dolayı Kars, Erzurum, Bayburt Çoruh bölgesini içine alan imarete “Saltukoğulları Emirliği” adı verilmiştir. Sultan Alparslan’ın ölü ile yerine geçen oğlu Sultan Melikşah, Yukarı Kür ve Çoruh boylarına Türk unsurlarını yerleştirmiştir.

  Selçuklu Döneminde Artvin yöresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde bir uç beyliği olarak idare edildi. Kubilay Han (1263-1298) bütün yöreyi Moğolların hakimiyetine soktu. Bağımsız İlhanlı Devleti’nin kurulmasından sonra Çoruh yöresi merkezi Tebriz olan eyalete bağlandı. İlhanlı Hakanlarından Abakahan (1265-1282) döneminde Sarkis adında bir Kıpçak beyi İlhanlıların izni ile Ahıska’da bir Atabeylik kurdu. Çoruh yöresi 1269’dan 1551 yılına kadar Çıldır Atabeyliği ve “Cakeliler” denilen Atabeglerin idaresinde kaldı. Nitekim XV. Yüzyılda Akkoyunlular’dan Karayülük Osman Beg Çoruh boylarına kadar ulaştı. Daha sonrada Uzun Hasan bu toprakları Akkoyunlu hakimiyetine aldı. Fakat mahalli idareciler olan Kıpçaklı Atabegler yönetimlerine devam ettiler. 

 Akkoyunlular Çoruh ve Kür Boylarına 1458-1463 ve 1466 yıllarında Uzun Hasan yönetiminde üç sefer daha yapmışlardır. Ön Asya Türklüğünü Bayundurlu / Akkoyunlu Bayrağı altında birleştirmek isteyen Uzun Hasan Otlukbeli’nde yaptığı savaşta Fatih Sultan Mehmet’e yenilince başında bulunduğu Akkoyunlu Devleti bir daha kendini düzeltemedi. Akkoyunlu Devleti’nin yıkılışı üzerine de Azerbaycan Emiri Elvent Beyin emrine girdi. Safevi Hükümdarı Şah İsmail 1502 yılında Elvent Beyi yenince bütün Akkoyunlu ülkesi ile birlikte Artvin de Safevilerin eline geçti .


Osmanlı Hakimiyetine Geçiş

 Artvin İli’nin Osmanlı yönetiminde geçirdiği evrelere ait bilgiler yeterli değildir. Bununla birlikte Fatih zamanında şimdiki Trabzon ve Rize illerinin tümü ile Gümüşhane’nin Harşit Çayı yöresi Artvin ilinin Kardeniz kıyısı ve Maçahel Bucağı, Giresun Kalesi ile yakın çevresinin ele geçirildiği bilinmektedir.

 Fatih Sultan Mehmet Trabzon-Rum Pontus Krallığını ortadan kaldırdıktan sonra 1479 yılında o çevrenin Torul Beyliği’ne de son verdi. Bundan sonra Trabzon ve Rize kesimleri Osmanlı hakimiyetine kaldı.

 Bu sırada Artvin, Yusufeli, Borçka, Ardanuç ve Şavşat bölgeleri başkentleri Ardanuç Kalesi olan Çıldır Atabeglerinin ana kolu elinde bulunuyordu. Atabeglerin bu koluna bağlı bulunan Şavşat-İmerhev ve Acara-Macahel kesimi beyleri kendi istekleri ile İslamlığı kabul edip Ardanuç Atabeyinden ayrılarak Osmanlı Devletine bağlandılar. Bu beylerden Yosebit Beyin oğulları Müslüman olunca Ahmet, Mehmet, Mahmut ve Sefer adlarını alıp padişah fermanıyla yurtluk-ocaklık Şavşat-İmerhev, Maçahel ve Acara’nın Sancak Beyleri olmuşlardır.

 Şehzade Yavuz Selim, Trabzon Valiliği (1490–1515) sırasında Hopa üzerinden yaptığı seferle Batum yakınındaki Güneye Kalesi de alınmış, bu isimle kurulan yeni sancağa Arhavi ve Hopa ile Borçka kesimleri bağlanmış oldu. Şehzade Yavuz Trabzon’a döndükten sonra Artvin beyleri onun ayağına kadar giderek kendilerinin de korunmalarını dilemişlerdir. Bunun üzerine yapılan ikinci bir seferde Artvin ile Ardanuç’un bazı yerleri de Osmanlı topraklarına katılarak çevre beylerine yarıbeylik verilmişti. Yavuz’un Trabzon dan ayrılması üzerine bu yerlerin tekrar Ardanuç Atabeyi Mirza Çabuk’a bağlandığı anlaşılıyor.

 Yavuz Selim 1516’da Çaldıran Seferi’ne çıktığında, Ardanuç Beylerbeyi Mirza Çabuk Bey, Yavuz’a elçilerle Osmanlı ordusu için erzak yardımı yapmıştır. Çaldıran savaşından yirmi yıl sonra bu dönemde Osmanlı padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman’ın İran üzerine yaptığı seferler sırasında, bu dönem Ardanuç Atabeyi olan II. Keyhüsrev’in İran tarafını tutup Osmanlıya karşı gelmesiyle, Yukarı Çoruh Boyunun yeniden itaat altına alınması icap etmiş ve Kanuni, ikinci vezir Kara Ahmet Paşa’yı bu işe memur etmişti. Ahmet Paşa’da Atabegler üzerine yürümüş. Kuvvetlerinden bir kısmını Livana Deresi Kalelerini almaya memur etmiş, kendisi de Oltu-Tavusker bölgesindeki kaleleri almaya başlamıştır. Bu sırada Çoruh boyundaki Osmanlı akıncılarının, yerlilerden mukavemet gördüğü haberinin gelmesi üzerine kuvvetlerini Çoruh boylarına çevirir. Yusufeli’nin Nihhah ve Peterek kaleleri ile bunlara yakın olan Artvin-Ardanuç-İmerhev kaleleri başta olmak üzere önemli kaleler Osmanlıların eline geçmiştir. Bu seferden 15 kale zapt eden Ahmet Paşa bunların bir kısmını yıktırmış, Artvin Livana kalesi ise önemli bir dayanak teşkil ettiğinden buraya muhafız sancak beyi tayin etmiştir .


İç İdare Kuruluşları

 Kara Ahmet Paşa’nın ikinci seferi ile ilk Osmanlı Livana Peterek Sancağı kurulmuş, 13 Haziran 1555 günü Ardanuç kalesinin fethedilmesi ile Ardanuç sancağı da kurulmuş oldu. Kurulan Ardanuç sancağı 104 köy ve küçük yerleşme yerleri ile birlikte şu dört nahiyeyi içine alıyordu:

Ardanuç Nahiyesi 59 köy, Tavusker Nahiyesi 28 köy, Cahıs Nahiyesi 7 köy, İşhan Nahiyesi 7 köy

 1627 yılında ise Acaristan Osmanlı topraklarına katılmıştır. Acaristan’ın önemli bir merkezi olan bugünkü Batum Şehri Sultan III. Ahmet’in vezirlerinden Hasan Paşa tarafından 1704 yılında kurulmuştur. 

 Çıldır Eyaletiyle birlikte Artvin ve çevresi de yaklaşık 250 yıl Osmanlı devletinin egemenliği altında kaldı. 1828 Osmanlı-Rus savaşı ve bu savaş sonucu imzalanan Edirne Muahedesi ile Ahıska’nın ilimizden çıkması ile Çıldır Eyalet Teşkilatı da bozuldu. Anlaşma gereği Çıldır Eyaleti’nin bir kısmı elimizden çıktı. Buna karşılık Ardanuç, Artvin, Şavşat, Borçka ve Yusufeli kesimleri Osmanlılara kaldı. Ancak bu arada 400 yıllık Türk yurdu ve en kıymetli eyaleti olan Kafkasya da Ruslara terk edilmişti. 1865 yılında eyalet yerine Vilayet örgütü kabul edilince Artvin Livana kazasının merkezi oldu. 1877–1878 Osmanlı-Rus savaşına kadar o şekilde kaldı. Gürcistan Krallığı’nın 1801 yılında Rusya’ya bağlanması ile birlikte Osmanlılar Çarlık Rusya’sı ile sınır olmuşlardı. 

 1828 öncesinde Artvin’in de içinde bulunduğu Batum, Kars, Çıldırın merkezi Ahıska, Doğu Beyazıt gibi yöreler Osmanlı toprakları içinde yer alıyordu. Rusların amacı özellikle buraları ele geçirmekti. Haziran 1828’de Rus orduları saldırıya geçti. Bir yıl süren savaşlar sonucunda Pati kalesi, Ahıska, Kars ve Erzurum Rusların eline geçti. Bu saldırıların batı cephesinde de yaşanmasından tedirgin olan batılı ülkeler (İngiltere, Fransa, Prusya)’in baskısı ile savaşı bitirmek için 14 Eylül 1829’da Edirne Antlaşması imzalandı. Anlaşma sonucu Ruslar daha evvel işgal ettikleri yerleri boşaltmak zorunda kaldılar. Ancak Çıldır eyaletinin bazı kesimleri ile Pati liman kenti Ruslara kaldı. Bu şekilde Ruslar ilk defa bir Anadolu toprağına sahip oluyorlardı .


Kırım Savaşı’nda Artvin

  Kırım Savaşı, İngilizlerle anlaşan Osmanlı Devleti’nin Batum yakınlarındaki Şevket-İl Kalesine saldırması ve bu kaleyi alması ile başladı. Osmanlı devleti ile Rusya arasında 1854–1855 savaşı başlayınca Kars’ta bu savaşlara 600 Artvinli gönüllü katılmıştır. Artvin ve çevresinden toplanıp Kars’taki savaşlara iştirak eden Artvin gönülülerinin komutanlığını eski Livana sancak beyleri torunlarından Ali Bey yapmıştı.


1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Artvin

 Tarihte “93 Harbi” denilen 1877–188 arası Osmanlı-Rus savaşına girilmiş, 24 Nisan 1877 günü başlayan çarpışmalar çevremizi de sarmıştı. Batum ve Ardahan savaşları olmuş, Ardahan Ruslar eline geçince kuvvetlerimiz Yalnızçam üzerinden Artvin’e çekilmiştir. 

 Başkent İstanbul’un kapılarına dayanan Ruslarla 3 Mart 1878 “Ayastefanos” Muahedesi imzalandı. 29 maddeden oluşan bu antlaşmanın bir maddesine göre; “Osmanlı Devleti Tazminat-ı Harbiye ve Rusya Devleti’nin zarar ve ziyanı” olarak Rusya’ya 410 milyon ruble para ödeyecekti. 

   Bu muahededen 100 gün sonra, 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Muahedesi ile Ayastefanos’un bazı hükümleri de değiştirilmişse de; savaş ödentisi olarak Çarlık Rusya’ya bırakılan Evliye-i Selase (üç liva: Kars, Ardahan, Batum) ile bu arada Batum Sancağı bağlısı olup günümüzün Artvin, Ardanuç, Borçka ve Şavşat ilçelerini kapsayan yerler, Hopa’dan da Kemalpaşa Bucağı Köyleri 1879 yılında resmen kesinleşen Osmanlı-Rus sınırı ile anavatandan koparılmış oldu .


KAYNAKLAR:

  Halit Özdemir, a.g.e., s. 24-25.

  Ali Gündüz,a.g.e., s. 10-11.

  Ali Gündüz, a.g.e., s. 12-13.

  İslam Ansiklopedisi, cilt 15, s. 365.

  Ali Gündüz, a.g.e., s. 13-15.

  Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 37-38.

  Ali Gündüz, a.g.e., s. 17-18.

  Ali Gündüz, a.g.e, s. 19–21.

Hazırlayan: Sevilay Yıldız.



Etiket : Orta, Çağda, Artvin, Çevresi,
ARTVİN BİLGİLERİ
Ekleyen : KemaL | Kategori : Artvin Tarihi | Tarih : 23.08.2010 05:04:33 | Hit : 6227 | Yorum : 0

» Artvin Yorumları

ARTVİN YORUM YAZ

 

» Copyright

2oo8-2o13 © Copyright Biceliyiz.com Her Hakkı Saklıdır B@y ÇoBaN
Artvin - Ardanuç - Tütünlü Köyü  Web Sitesi olan Biceliyiz.com 'un Amacı Yöremiz ve özellikle köyümüzün gelenek, göreneklerini kayda almak verileri toparlamak ve sonraki kuşaklara aktarmaktır. Köyümüzün Eski adı Bice olup "bicelilerin" bu web sitemizde buluşmasını sağlamaktır. Tüm Bicelilere saygı ve selamlar K.Yıldız.