Birinci Dünya Savaşı’nda Artvin
Tarihlerimizde “Cihan Harbi, Umumi Harp, Büyük Harp” gibi adlarla anılan 1914–1918 savaşı, Osmanlı devletinin tarihten silinme nedenlerini hızlandırdığı gibi, 1878 den sonraki Artvin yöresinin de unutulmaz acı anılarla dolu yıllarını, perişanlık devrelerini teşkil eder.
Birinci Dünya Savaşı başladıktan kısa bir süre sonra Çarlık Rusya 19 Ekim 1914 günü taaruza geçmiştir. Osmanlı Devleti ise savaşa iki ay gecikmeli olarak 11 Kasım 1914’te Rusya’ya savaş ilan etmiş ve savaşa dâhil olmuştur. “Teşkilat-ı Mahsusa” nın savaş başlamadan önce çevremizde yaptığı gönüllü çete örgütlerini iki bölümde görüyoruz. Bunlardan biri, Melo Hudut Taburunda ki Subayların da ilgisiyle Yusufeli kesiminde; ikincisi ise Dr. Bahattin Şakir Bey’in gizlice gelip Artvin’de kurduğu gönüllü çete teşkilatıdır. Yusufeli teşkilatı başında Lusuncur (Değirmen taşı) Köylü Molla Sabit Bey, Artvin’de teşkilatın başında ise Kuvarsanlı Çil Hüseyin oğlu Kadir Ağa görev almıştır. Bizim bu kuruluşlarımıza karşılık Ruslar da kendi içlerinde Milli Teşkilat adı altında Ermeni ve Gürcü Teşkilat Taburları kurdular.
Teşkilat-ı Mahsusa’nın önemli liderleri şunlardı; Kara Kemal, Yeni bahçeli Nail, Artvinli Yusuf-Rıza Beyler ile Yakup-Cemil yanında Trabzon Valisi Cemal Bey, Erzurum Valisi Tahsin Bey.
Yukarı Çoruh boyundan gelen Türk kuvvetleri Hopa-Borçka arasına yerleşmişti. 1878 yılında Rusya’ya kalan Artvin’i de aldıktan sonra Kasım 1915 de Ardanuç’a gelmiş, Artvin’i de aldıktan sonra buradan Ardahan’a yürüyerek burayı da kurtarmışı. Bu sırada Enver Paşa’nın Sarıkamış harekatı lehimize devam ediyordu. Ancak Sarıkamış felaketi sonrasında Ardahan tekrar Rusların eline geçti. Türk kuvvetleri Yalnızçam-Bilbilan üzerinden Artvin tarafına çekilmek zorunda kalmışlardı. Ruslar Artvin’e taarruz ettiyse de (5 Şubat 1915 ve 22 Şubat 1915) geri püskürtüldüler.
Şavşat’ı işgal eden Ruslar halka asi muamelesi yapmaya başladılar. Yakaladıkları gönüllülerin bir kısmını idam etmişlerdir. Hatila Dağları ve Acıelma Tepelerinde devam eden savaşlar Rusları bir süre oyaladıysa da kuvvetlerimiz 27 Mart 1915 günü Artvin’i boşaltmak zorunda kaldılar.
Deniz kıyısı savaşlarının ilk safhasında ilk hamlede başarı kazanmıştık. Ancak gittikçe artan düşman baskısı karşısında 22 Şubat 1915’te Ruslar Hopa’yı işgal ettiler .
Ruslar işgal ettikleri yerlerde Ermenilerin de tazyiki ile halka kötü muamele ediyorlardı. Bu vahşeti duyan halk iç kesimlere göç etmeye başladı. Bu göç sırasında 15 bin insanın telef olduğu tahmin edilmektedir. Göç etmemiş olan halkın çoğu öldürülmüş, mal ve mülkleri ellerinden alınmıştır. Kitaplar toplanmış, aydınlar vatan hainliği suçu ile Batum Harp Divanına gönderilmiştir. Tutuklananlar 18 yıla kadar hapis ve sürgün cezalarına çarptırılmıştır. Ardahan Savaşında yaralanarak hastanede yatan ve Artvin gönüllülerinin lideri olan Kuvarsanlı Kadir Ağa’nın yiğeni Ahmet Ağa Batum’a götürülerek orada idam edildi. Bu suretle Kadir Ağadan intikam alınmış oluyordu. Rus tahkikat heyetlerinin raporlarında daha evvel Kafkas Müslümanlarına uygulanan sürgün politikasına benzer öneriler getirilmekte, yöreden göçenlerin geri dönmesini önlemek için bunların Sibirya’ya gönderilmesi ve yerlerine Ermenilerin geçmesi gibi önlemler alınıyordu .
16 Şubat 1916’da Erzurum’un düşmesiyle Çoruh Müfrezesi’de Yusufeli’ne çekildi. Ama Yusufeli merkezi de bu arada işgal edilince Artvin tamamen düştü. Bu sırada Rusya’da Bolşevik İhtilali başladı. 8 Aralık 1917’de ateşkes ilan edildi. Ve bu sırada Brest Litovski antlaşmasının esasları tespit edilmekteydi.
3 Mart 1918’de Bolşevik Rusya ile Polonya’nın Brest Litovski şehrinde Brest Litovski antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre;
Bir ay içinde Sarıkamış ve Kağızman birliklerimize teslim edildi
Rusya, 1878 sonunda elimizden çıkmış olan yerlerin Türkiye’ye geri verilmesini kabul etmiştir
Türk Ordusu 1918 Martta Üç Sancak (Elviye-i Selase) la birlikte Artvin, Borçka, Ardanuç ve Şavşat kazalarımızı da işgal etmiş ve buralarda Türk idaresi kurulmuştur
30 Ekim 1918’de yapılan Mondros Mütarekesi gereği Kazım Karabekir Paşa Tebriz’i boşalttı ve I. Kafkas Ordusu lağvedildi. Kazım Karabekir Paşa tarafından Trabzon Muahedesi imzalanmıştır. Bu muahede ile; Brest Litovski Antlaşmasıyla Türkiye’ye iade edilen Üç Sancak vilayetlerinin haklarını da Gürcü hükümeti kabul etmiş sayılıyordu. Ermeniler de daha sonradan muahede hükümlerini uygun bulduklarını bildirmişleridir .
Mondros Mütarekesi
Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda, savaşın galipleri ile yenik sayılan Osmanlı devleti arasında 30 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda ve İngilizlerin Agamenon adlı gemisinde mütareke imzalanmıştır. Bu mütarekenin 7. maddesine göre; müttefikler güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir yeri işgal edebileceklerdi.
Mondros’un diğer maddelerine nazaran bu 7. maddeden cesaret alan İngilizler mütarekeden hemen sonra 11 Kasım 1918’de Elviye-i Selase’nin boşaltılmasını istemişlerdir. Osmanlı’nın askerlerini Batum’dan çekmesiyle İngilizler 24 Aralık 1918’de 7000 kişilik bir kuvvetle Batum’u işgal ettiler. Batum’dan sonra Artvin, Borçka, Ardanuç ve Şavşat’a işgal birliklerini yerleştirdiler. Bunun yanında tehlikeli gördükleri kişileri takibe aldılar ve bir kısmını tutukladılar.
Anadolu’da Milli Mücadele’nin teşkilatlanmaya başladığı Erzurum Kongresi sırasında Kars, Ardahan ve Batum vilayetleri ile ilişkiler başlamış Mustafa kemal Paşa da Elviye-i Selase’nin, Osmanlı toprağı olduğunu ifade etmiştir. Kars, Ardahan ve Batum’un kurtarılması benimsenmiştir. Misakı Milli (28 Ocak 1920) gerekirse yeniden halk oylamasına başvurmak kaydı ile halkın oyu ile Anavatana katılan Elviye-i Selase’nin milli sınırlar içine dahil edilmesi kabul edilmiştir .
Gürcü-Sovyet İttifakı
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Batum millet vekillerinin ilhakından hemen sonra Bolşevik Sovyet Hükümeti ile Gürcü Hükümeti arasında 7 Mayıs 1920 tarihinde bir anlaşma imzalandığı TBMM’ye ulaşmıştır. Bu antlaşmanın birinci maddesinde Sovyet Hükümeti’nin Gürcistan’ın bağımsızlığını tanıdığı belirtiliyordu. Antlaşmanın Türkiye’yi ilgilendiren maddesi 3. Madde idi. Bu madde ile Gürcistan’a ait sınır sorunlarının ve her iki ülkeye de vuku bulacak yabancı saldırıların birlikte hallini öngörüyor ve Rusya Batum ve Ardahan’ın Gürcistan’a ait olduğunu kabul ediyordu. Bu haber 17 Mayıs 1920’de Ankara Hükümetinde duyuldu. Ankara Hükümetinin Sovyetlerle dostluk ilişkileri kurmaya çalışırken Sovyetlerin Gürcistan ile bu şekil antlaşma imzalaması Ankara’yı hiçe saymaktır. Ruslar İngilizleri Batum’dan uzaklaştırmak için Batum’u Gürcülere verdiklerini, bunu da Gürcistan’ın Bolşevikleştirilmesine kadar sürdürüleceğini bildirmelerine rağmen asıl gayelerinin Kafkasya’da yayılmalarına engel en büyük düşmanları olan İngiltere’yi, zayıf noktaları olan Asya’da vurmak olduğu belli idi. Rusya, İngiltere’ye karşı mücadeleye Çarlık Devrindeki esaslar dahilinde ve aynı sahada tekrar başlamak istiyordu.
İngilizlerin Kars, Ardahan ve Batum’u Gürcistan’a Terk Etmesi
İngilizler de bu sıralarda Batum limanı, demir yolu ve şehir merkezi ile diğer ilçeleri işgal altında tutuyorlardı. Bolşeviklerin Kafkaslara inmesi ve Anadolu’daki milli hareketle birleşip nüfuz alanlarını tehdit etmesi ihtimali İngilizleri tedirgin ediyordu. Bu yüzden Ruslara karşı Gürcistan’ın desteğini almak istiyordu. Bunu da Temmuz 1920 tarihinde Gürcistan lehine Kars, Ardahan ve Batum’dan çekilmesi ise Gürcistan’ın desteğini sağlamıştır. İngilizler 7 Temmuz 1920’de Batum’u Gürcülere teslim ederek 9 Temmuz 1920’de Batum’dan çekildiler. Böylece Batum’da İngiliz işgalinin bitişi ile
Gürcü işgali başlamış oldu.
Batum’un önce Rusya tarafından Gürcistan’a ait olduğunun kabul edilmesi ve daha sonra da Gürcülere teslim edilmesi İngiltere ile Rusya arasında görüşüle gelen “Ticaret Antlaşması” ile ilgili idi. Çünkü taraflar birbirlerine karşılıklı menfaat sağlamışlardı. Bu sırada da Gürcü heyetinin Ankara’daki Türk Hükümeti ile görüşmelerinde, Türk Dışişleri Misak-ı Milli sınırlarını öne sürdü. Elviye-i Selase (Kars, Ardahan ve Batum) Misak-ı Milli sınırlarıdır. Türk hükümetinin bu şartına Gürcü heyeti Ardahan ve Batum Livası da dahil Artvin’den feragat etmeyi kabul etmiş. Ancak Batum şehri ve limanını Türkiye’ye bırakma arzusunda değillerdi.
Gürcistan’la Ankara Hükümeti arasında bu görüşmeler olurken Bolşevikler de üç tümen ile Gürcistan’a saldırıya geçmişlerdi. Bolşevikler ile Gürcüler arasındaki savaşlar Gürcistan’ın içlerine kadar devam etmekteydi. Bu sırada da Kazım Karabekir Paşa 23 Şubat 1921’de Ardahan ve Artvin’i geri aldı. Gürcülerin Bolşeviklere yenilgi belirtilerinin görülmesi üzerine Ankara Hükümeti Kazım Karabekir’e Ahılkelek, Ahıska ve Batum’u da işgal etmesi emrini verdi. Bunun üzerine Kazım Karabekir 9-14 Mart 1921’de burayı işgal etti ve 11 Mart’ta Batum’a girdi. Ankara Hükümeti Batum’da milli idarenin kurulması için Kazım Karabekir Paşa’yı görevlendirdi.
Moskova Antlaşması Ve Batum’un Terki
Siyasi ve askeri konularda Sovyetlerin yardımına ihtiyacı olan Ankara Hükümeti Sovyetler ile anlaşma yapmak üzere bir heyeti Moskova’ya gönderdi. 16 Mart 1921’de Moskova Antlaşması imzalandı. Batum, Moskova Antlaşmasına istinaden özerk bir yapıya kavuşturularak Gürcistan’a bırakıldı. Batum Livası’na dahil olan Ardanuç, Şavşat, Borçka ve Artvin Türkiye’ye bırakıldı.
Misak-ı Milli sınırlarında bulunan Batum’un terk edilmesinin sebebi; Ankara’nın dış politikada itilaf devletlerine karşı Bolşeviklerden destek aranması gayreti ile izah edilebilir.
Moskova ve Gümrü Antlaşmaları gereği Batum’un Gürcistan’a bırakılması neticesinde TBMM’de Elviye-i Selase’de Batum dışarıda tutularak yeni bir yapılanmaya gitmiştir. Buna göre de Artvin Sancağı; Artvin, Borçka, Şavşat ve Kars Sancağı; Kars, Kağızman, Zaruşet, Sarıkamış, Ardahan Sancağı; Ardahan, Oltu, Göle, Pasof kazlarından müteşekkildir.
Moskova Antlaşması Türkiye ile Rusya arasında 16 Mart 1921’de imzalanmasına rağmen mecliste 21 Temmuz 1921’de onaylanmıştır. Moskova Antlaşması ile terk edilen topraklar üzerinde merkezi Batum olma üzere 16 Temmuz 1922’de Acara Sovyet Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyetten 1926’da 70828 kişi yaşamaktaydı. 1994 yılında da Acara’nın toplam nüfusu 375000 olmuştur .
Gürcistan’a Verilen Ültimatom ve Artvin’in Kurtuluşu
Gürcistan Hükümeti 8 Şubat 1921’de Ankara’ya Medivani adında bir elçi atadı. Ertesi gün de Türkiye-Gürcistan Dostluk Antlaşması imzalandı. TBMM Gürcistan elçisinden Artvin ve Ardahan halklarının eğilimlerinin Türkiye den yana olduğunu belirterek bu vilayetlerin boşaltılmasını istedi. Medivani’nin oylamadan yana olduğu anlaşılınca Gürcistan’a aynı istekleri belirten bir nota verildi. Bu notaya Gürcistan Hükümetinin cevap vermemesi üzerine daha evvelki halk oylamasının sonuçlarını da içine alacak şekilde düzenlenen ültimatom verilmiştir. Bu ültimatom sonuç vermiş ve Gürcistan Hükümeti aynı gece Artvin ve Ardahan’ı boşaltmıştır (23 Şubat 1921).
27 Şubat’ta eski Teşkilat-ı Mahsusacılardan Yenibahçeli Şükrü Bey birliği ile Artvin’e geldi. Bu şekilde Artvin kurtuluşundan dört gün sonra Türkiye topraklarına katıldı .
ARTVİN VE İLÇELERİNİN KURTULUŞ GÜNLERİ ÇİZELGESİ
İlçenin Adı Kurtuluş Tarihi
Rumi Sene - Miladi Sene
Merkez İlçe : 6 Mart 1337 - 6 Mart 1921
Ardanuç İlçesi: 7 Mart 1337 - 7 Mart 1921
Arhavi İlçesi : 12 Mart 1334 - 12 Mart 1918
Borçka İlçesi : 6 Mart 1337 - 6 Mart 1921
Hopa İlçesi : 14 Mart 1334 - 14 Mart 1918
Murgul İlçesi : 6 Mart 1337 - 3 Mart 1921
Şavşat İlçesi : 27 Şubat 1337 - 27 Şubat 1921
Yusufeli İlçesi:16 Mart 1334 - 16 Mart 1918
1921 Yılından Sonraki Değişiklikler
Artvin ve çevresi Anavatana katıldıktan sonra 7 Temmuz 1921 ve 133 sayılı Kanunla Artvin Sancağı kuruldu. Bu duruma göre Artvin Sancağı teşkilatı şöyleydi:
Artvin Merkez Kazası: Merkez, Ardanuç, Berta, Sirya Nahiyeleri ile 78 köy
Şavşat Kazası: Merkez, Mirya ve İmerhev Nahiyeleri ile 55 köy
Borçka Kazası: Merkez, Maçahel, Maradit ve Murgu nahiyeleri ile 26 köy.
24 Nisan 1924 tarihinde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun idari bölümünde yapılan değişiklik gereğince “Vilayet” adı verilmesi üzerine Artvin Sancağı da 1921’deki kuruluş esasına göre vilayet oldu.
26 Haziran 1926 Tarih ve 877 Sayılı Kanunla Yusufeli Kazası Erzurum’dan alınıp Artvin Vilayetine bağlandı. 28 Mayıs 1928 Tarih ve 1282 Sayılı Kanunla da Borçka Kazası kaldırılmış ve Artvin Merkez Kazasına nahiye olarak bağlanmıştır.
4 Ocak 1936 Tarih ve 2885 Sayılı Kanunla merkezi Rize olan Çoruh Vilayeti kaldırılarak, merkezi Artvin olan yeni Çoruh Vilayeti kuruldu. Bu kanunla Erzurum Vilayeti’nden Yusufeli Kazası, eski Çoruh Vilayeti’nden de Hopa Kazası alınarak yeni Çoruh Vilayeti’ne bağlandı.
1 Ağustos 1945 Tarih ve 4769 Sayılı Kanunla ilk merkezi Tütünlü olan Ardanuç ilçesi kuruldu. 1 Haziran 1954 Tarih ve 6324 Sayılı Kanunla Hopa’ya bağlı Arhavi Bucağı da 26 köy ile birlikte ilçe haline getirildi. Çoruh Vilayeti adı 17 Şubat 1956 Tarih ve 6668 Sayılı Kanunla “Artvin Vilayeti” olarak değiştirilerek bugünkü ismini almıştır. 19 Haziran 1987 Tarih ve 3392 Sayılı Kanunla Murgul Bucağı’nın Borçka’dan ayrılarak ilçe olmasıyla bugün Artvin İli’nin Merkez İlçesiyle birlikte ilçeleri sekize ulaşmıştır .
Kaynaklar:
Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e., s. 31-33
Yurt Ansiklopedisi Artvin Maddesi, s. 906.
Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e. s. 35.
Ali Gündüz, a.g.e. s. 26–27.
Ali Gündüz, a.g.e. s. 27–31.
Yurt Ansiklopedisi, s. 907.
Hazırlayan: Sevilay Yıldız
Biceliyi.zcom
Etiket : Birinci, Dünya, Savaşı, Sonrası, Artvin,