Gördüm
Mevsimsiz düşen karlardan sular akanda gördüm
Çiçeklerini üşütmüş yaprak dökende gördüm
Baktım da insanoğlunun karmakarış haline
Birçoğunu acılarla çile çekende gördüm
Bu alemin yasaları taştan katrandan katı
Güçlülerse güçsüzlere zehir etti hayatı
Bir zamanlar şahlanıp da zirveye koşan atı
Nalı atmış ayak topal yolda sekende gördüm
Doğayı günlük güneşlik aydınlık bilen
Ayşe Hep manalı bakışıyla yürekler delen
Ayşe Gençliğinde ağlar iken gözleri gülen
Ayşe Oturmuş da kaderine boyun bükende gördüm
Coşari iş edinmiştir türkü söyler saz çalar
Sonucunu bile bile kendisini oyalar
Bırak da dalında kalsın bir el değdi mi solar
Yolup almaya kıyamam gülü dikende gördüm
Bir Süre
Ozanlık insanın doğasında var
Aşık aldığını satar bir süre
Kimisinde ana kimisinde yar
Aşkın dumanıyla tüter bir süre
İniler Veysel'in hoş avazında
Yola düşer Efkari'nin izinde
İhsani'nin Reyhani'nin sazında
Çalar yanık yanık öter bir süre
Dinlenmiyor şairlerin dediği
Sevilmezler bozuk diye fiziği
Televizyonlara batı müziği
Korkarım bu kültür biter bir süre
Tutun elimizden atmayın şamar
Şahlanır bu atı etseler tımar
Coşarikalbinde belki son damar
Yolüstü Köyünde atar bir süre
Olur 1
Tanrı her insanı ayrı yaratmış
Kiminin gözü tok gönlü mert olur
Kimini sütten ak kimin' morartmış
Kimileri yüzkarası fert olur
Aynı toplum alkoliği hacısı
Kardeşine kast eder mi bacısı
Tanrıysa gördüğü kulun acısı
Canı yanar yüreğine dert olur
Olmaz haksızlığın hoşgörü affı
Doğrunun yanında tutalım safı
Duyarlı evlada babanın lafı
Ölene dek kulağına kert olur
Coşari der durmaz içim kan ağlar
Gurbette garibe set çeker dağlar
Çoruh Vadisinde göl oldu bağlar
Bülbül ötmez kervan konmaz yurt olur
Sen
Pınar gözlüm seni nasıl anlatsam
Çoruh'un gönlüme akışısın sen
Bahar yeşilinde kır buram buram
Lalenin nergisin kokuşusun sen
Gezişin bahçede dokuyor mekik
Kirpikler siperde gözlerin çekik
Bayıra tünemiş kınalı keklik
Dağda ki ceylanın bakışısın sen
Beynimde hayalim boynumda tasmam
Kafeste bülbülüm doğada yosmam
Başım üstündesin ayağım basmam
Halı motifinin nakışısın sen
Coşari der böyle coştum durulum
Yaram derin mavzer ile vuruldum
Peşin sıra geze geze yoruldum
Yaşantımın en zor yokuşusun sen
Torpil Var
Eşit gelmemişiz biz bu dünyaya
Yeryüzüne çıkışında torpil var
Birçoğu doğuştan verilmiş suya
Bu derenin akışında torpil var
Ne sormadan aldık ne gizli çaldık
Değişmez bu düzen dededen aldık
Haber vermediler biz çok geç kalık
Bu trenin kalkışında torpil var
Kiminin doğuştan kurulu işi
Kiminin sofrada hazırdır aşı
Biri mavi gözlü birisi şaşı
Sarı Kızın bakışında torpil var
Coşarıimzala yazılı kartı
Biter mi dünyanın bu zartı zurtu
O senin partinmiş bu benim parti
İşe girip çıkışında torpil var
Öğretin.
Anneler babalar sizlere sözüm
Çocuklara gerçek yönü öğretin
Eğitim olmalı tek kesin çözüm
Varılacak doğru sonu öğretin
Bulut karartmasın doğan güneşi
Yarı yolda bırakmasın eş eşi
Vurmasın dağlarda kardeş kardeşi
Boş yere dökülen kanı öğretin
Coşarider benim öğretmenlerim
Dersinizi ölene dek dinlerim
Dürüstlük refaha erdirir derim
Eli değil bana beni öğretin.
Gel Hele
İlaçsız derdimin çaresi senden
Kuramaz gözümde yaşım gel hele
Derin yüreğimin yarası senden
Zehirdir ekmeğim aşım gel hele
Yaranamam ben eşime dostsuma
Birleşti el-alem düştü kastime
Karlı sıradağlar çökmüş üstüme
Sıkışmış altında başım gel hele
Kış gecesi oldu kapı dışarı
Sabaha çıkması büyük başarı
Bu mermiyi senden yedi
Coşari Kanadı yaralı kuşum gel hele
Aşık Coşari - Ergül Keskin
Etiket : Aşık, Coşariden, Şiirler,