MUHACERET YILLARINDA KÖYLERİN VE HALKIN DURUMU...6
Anavatana Kavuşurken-Kurtuluş Savaşına..
Artvin ve çevresinin kırkdört yıllık ayrılıktan sonra 23.Şubat.1921 de Anavatana kavuşması ile bölgedeki yönetim boşluğu kargaşası sona ermiş memlekette istikrar, güven ve huzur sağlanmıştı. Aslında bu dönem, yalnız Elvire-i Selasiye içinde değil bütün Anadolu için sıkıntılarla dolu bir dönemdi.
Birinci Cihan harbinin ardından başlayan Kurtuluş Savaşımız olanca hızıyla devam ediyordu. Artvin ve çevresinin kahraman halkı, henüz anavatan hasretini tadamadan yeni kavuştukları yurtlarını düşman işgalinden kurtarmak için sıcağı sıcağına hemen cepheye koşmuşlardı.
Her köyden olduğu gibi bizim köyden de İstiklal Harbine katılanların sayısı az değildi. Bunların hepsini bilmiyor, isimlerini hatırlıyamıyorum.
Bildiklerim ve adlarını hatırladıklarım şunlardı.
1- Kadıgil'in Yusuf amca,
2- Omargil'in Taştan amca,
3- Bayraktargil'in Ali amca,
4- Otigil'in İlyas'ın babası,
5- Hamitgil'in Vasıf'ın babası,
6- Omargil'in Ahmet amca,
Bunların hepsi evli idi. Hepsinin çocukları vardı. Ve Ahmet amca hariç hepsi şehit olmuşlardı. Birkaçı da akrabamız veya kapı komşumuzdu. Onların yetim kalan çocukları ile köyde hep birlikte oynadık, birlikte büyüdük.
Omargil'in Ahmet amca, Yaptıklarını önemsemiyen, cana yakın müşfik ve çok iyi bir adamdı. İriyarı vücudu ile o gerçekten canlı bir '' İstiklal Harbi Abidesi '' idi. Harp hatıralarını tıpkı bir masal havası içinde büyük bir zevkle gülerek anlatır, dinliyenleri hele hele çocukları imrendirirdi. Sağ olduğu müddetçe Ahmet amcanın bu tatlı harp masallarını anlatması hiç bitmedi. Ben yalnız çocukluğumda değil, öğrencilik yıllarım boyunca da çok dinledim Ahmet amcanın harp hikayelerini.
Kurtuluş Savaşıına katılanların hemen hepsi şehitlik mertebesine ermiş, çok azı Gazi olarak memleketlerine dönebilmişlerdi. Ne yazık ki vatan kurtaran, bir başka deyişle yaratan bu insanlara el uzatan, başını çevirip bakan olmamıştı. Bunlardan bir kısmının malı, mülkü veya her hangi bir geliri olmadığı için büyük sıkıntı içinde yaşıyorlar, hatta sürünüyorlardı.
Hatta göğsünde İstiklal madalyası ile dilencilik yapan ve hayatını bu şekilde devam ettirmeye çalışanlar vardı. Devlet her ne kadar el uzatmaya çalışmışsa da, bu hiçbir zaman sıkıntılarını aşmasına yeterli olmamıştır.
1965-70 li yıllarda Ankara Kurtuluş Tren İstasyonundaki Peronun altında mendil açarak dilenen madalyalı yaşlı insanı her görüşümde kahrolurdum. Kaç kişi oldukları parmakla sayılacak kadar azalmış olan bu mübarek gazilerimizin pek çoğu, ömürlerinin kalan kısmını cefa içinde tamamlamak suretiyle sessiz sedasız hatta küskün ve keder içinde ayrılmışlardır aramızdan.
Osman Ünsal
Şubat.1991
Kadıköy/İstanbul
Etiket : Muhaceret, Yıllarında, Köylerin, Halkın, Durumu,